12 Nisan 1993 yılında Türkiye’ye internetin ulaşımını sağlayan ekibin başındaki isim Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, EBA sistemindeki çöküşü, Türkiye’nin internet altyapısını ve Ulaştırma Bakanlığı’nın ODTÜ’den domain (alan adlarını) devir alma sürecini Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na anlattı.
TÜRKİYE’YE İNTERNETİN GELİŞİ
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kürşat Çağıltay, Türkiye’ye 1993 yılında interneti getiren ekibin teknik yöneticisi olduğunu belirtirken “İlk bağlantı buradan ODTÜ’den yapılmıştı. Buradan bağlantı Ankara’dan Washington’a yapıldı. 64 Kilobaytlık bir hat… Oraya ilk bağlandığımızda odada 6 kişi vardı. Karşımıza bir ekranda “Login:” diye bir kod gelmişti. Burada bunu gördük ve tamam bağlandık dedik” diye konuştu.
“İNTERNET ALTYAPIMIZI TEK ŞERİTLİ YOL GİBİ DÜŞÜNÜN”
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki sloganı “demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” idi günümüzde de “fiber ağlarla ördük yurdu” dememiz gerektiğinin altığını çizen Çağıltay “. Ne yazık ki fiber altyapımız istenen boyutta değil, trafik ve kullanım o kadar hızlı artıyor ki bunu karşılayacak altyapı ve genişlik maalesef yok. Altyapımızı şu an tek şeritli yollar gibi düşünün herkes yola çıktığında trafik oluyor. Ayrıca şehir merkezlerinde iyi olabiliriz ama kasaba ve köylerde durum daha vahim” dedi. Çağıltay, ODTÜ’de bir internet probleminin yaşanmasının sebebini ise ön görülü çalışmalar ve yatırım olduğunun altını çizdi.
“ALTYAPI MALİYETLİ BİR İŞ DEĞİL, TÜRKİYE BUNU YAPAR”
Pandemi’nin başlangıcındaki internete erişim problemlerinin normal olduğunu fakat şu zaman kadar geçen süreçte iyileştirme çalışmalarının yeterince yapılmadığını belirten Prof. Dr. Çağıltay şunları söyledi.
“Bu güçlendirme ciddi maliyetli bir iş değil, Türkiye bunun altından kalkabilirdi. Facebook’a tüm dünyadan milyarlarca insan bağlanıyor ve bir çökme yaşanmıyor. Başka bir problem ise müfredatımız bu müfredat biraz rahatlatılabilirdi. 15 milyon öğrenci bir anda bağlanmayabilirdi, mesela mesai saatleri değiştirilsin denildi bu evden eğitimde de yapılabilirdi. Küçük bir çocuk düşünün sabahın köründen akşama kadar bilgisayar başında, televizyon başında. Burası okul değil burası ev. Maalesef Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bizden bir fikir alınmadı. Üniversitenin bir takım projeleri var ama bu bağlamda bir çalışmamız olmadı. Pandeminin başında tüm Türkiye’den bir takım akademisyenler çağrıldı iki saatlik bir toplantı yapıldı o kadar uzun vadeli bir toplantı olmadı. Eğitimin her şartta devam etmesi lazım, milli mücadele yıllarında Ankara’da zorluklar var, düşman kapıda Atatürk ne yapıyor? Öğretmenleri burada topluyor ve öğretim nasıl devam edecek onu tartışıyor” dedi.
“DAVA METNİNDEKİ O SATIR ÇOK ACIYDI, HİÇ UNUTMAYACAĞIM!”
Ulaştırma Bakanlığı ve ODTÜ arasındaki alan adları problemi hakkında da açıklama yapan Çağıltay “Bir ülkeye interneti ilk getiren kurum o olan adlarının yönetimini de üstlenir. Bunu Türkiye’ye de 1993 yılında ODTÜ getirdi. 1991 yılında ”tr”’ kodunu Türkiye adına kaydettiren de bendim. 1993’den 2019’a kadar Türkiye’nin TR alan adları yöneticisi bendim.
Ulaştırma Bakanlığı “tr” alan adlarını ODTÜ yönetemez dedi bakanlık olarak bunu biz devralacağız dedi.
Hükümet interneti kontrol etmeye başladı sansürler, YouTube kapandı vs. Alan adlarının ODTÜ’de olmasının hiçbir zararı yoktu kimseye. Karşılıklı davalar açıldı, kişisel davalar açıldı hatta hiç unutmayacağım tam bu internet işleriyle uğraşırken kızım doğdu o esnada ben burada internette çıkan bir sorunla uğraşıyordum. Çok acıdır o dava metninde bir satır vardı diyor ki “ ODTÜ 93 yılında bu alan adlarını kaydettirerek bir nevi interneti gasp etmiştir” insanı üzen bir ibare vardı orada. Ben de gasp suçlaması ile yargılandım. Sonuç olarak üniversite karar verdi devretti bu
haklarını, davalar da düştü.”
bluesyemre 
Leave a Reply