
Öğrenme kapasitemiz, kariyerlerimizde adeta alışveriş yaptığımız bir para birimi haline geldi. Bir zamanlar bir işi işte öğrenmeye çalışırken artık öğrenmenin kendisi iş haline geldi. Uyum sağlayabilen ve ileriye yönelik öğrenen kişiler, kuruluşlar için çok değerliler. Kişisel öğrenimimize yatırım yaptığımızda, kariyer gelişimimizde uzun vadeli kazançlar elde ederiz.
LinkedIn’in kurucusu Reid Hoffman, potansiyel yatırımların yöneticilerini değerlendirirken, “sonsuz bir öğrenme eğrisi” olan, yani sürekli ve hızlı öğrenen kişiler aradığını açıkladı. Microsoft CEO’su Satya Nadella, “Her şeyi öğrenen kişiler, her şeyi bilen kişilerden her zaman daha iyi iş çıkaracaklar” diyerek öğrenmenin önemini yineledi.
Ancak burada kastedilen öğrenme, yalnızca yeni bilgi edinmek kadar basit bir süreç değil. İnsanların rollerini daha sık değiştirdiği ve farklı yönlerde geliştikleri, gittikçe daha “dalgalı” hale gelen kariyerlerde bilgiyi güncelleme, öğrenme ve yeniden öğrenme becerileri uzun vadeli başarı için hayati önem taşıyor. Virgin, Unilever ve Microsoft gibi kuruluşlarla birlikte çalıştığımız süreçte dünya çapında 50 binden fazla kişiye kariyer geliştirme eğitimleri hazırlama deneyimimize dayanarak, öğrenmeyi günlük gelişiminizin bir parçası haline getirmenize yardımcı olacak birkaç teknik belirledik.
Öğrenmek
Zamanımızın, enerjimizin ve çabamızın çoğunu günlük işlerimize harcadığımız için çalışma ortamımız rutin işler öğrenmek için en önemli fırsatları yaratırlar. Buradaki zorluk, günlük gelişime kasıtlı olarak yatırım yapmamamız oluyor. Görevlerle ve işlerimizi bitirmekle o kadar meşgulüz ki, başka hiçbir şeye zaman kalmıyor. Gelişimimizi önceliklendirmemek riskli bir kariyer stratejisi, çünkü dirençliliğimizi ve çevremizde meydana gelen değişikliklere tepki verme becerimiz zayıflayabilir. İşte işyeri görevlerinize öğrenmeyi adapte etmenin üç yolu.
Başkalarından Öğrenmek
Birlikte vakit geçirdiğiniz insanlar önemli bilgi kaynakları. Farklı bir öğrenme topluluğu oluşturmak size yeni bakış açıları sunacak ve sizi tek bir düşüncenin hakim olduğu çevrelerden uzak tutacaktır. Daha önce tanışmadığınız biriyle sanal ortamda veya yüz yüze her ay bir merak kahvesi içmeyi hedefleyin. Bu kişi, kuruluşunuzu yeni bir bakış açısıyla değerlendirmenize yardımcı olabilecek farklı bir departmandan bir çalışan veya bilginizi artırabilecek başka bir şirketten bir meslektaşınız olabilir. Her konuşmayı şu soruyla sonlandırarak merakınızı daha da ileri götürebilirsiniz: “Bağlantı kurmamın faydalı olacağını düşündüğünüz başka biri var mı?” Bunu yaparak sadece yeni bağlantılar için fırsat yaratmakla kalmaz, aynı zamanda doğrudan bir tanıştırmadan da faydalanabilirsiniz.
Deney Yapmak
Deneyler farklı yöntemleri test etmenize, öğrenmenize ve uyum sağlamanıza yardımcı olurlar. İşyerinde çevrimiçi sunumlarınızın etkileşimini artırmak için farklı araçlar kullanmak, kameralı veya kamerasız toplantıların farklı etkilerini ölçmek, video toplantılarından telefon görüşmelerine geçmek ve hatta yeni müzakere taktiklerinizi uygulamak gibi deneyebileceğiniz sonsuz farklı yöntem var.
Bir deneyin etkili olması için bilinçli bir seçim olması ve bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirilmesi gerekir. Uyguladığınız deneyleri ve yol boyunca öğrendiklerinizi takip ettiğiniz bir öğrenme günlüğü tutun. Bilinmeyeni keşfetmenin doğası gereği bazı deneylerin başarısız olmasına hazırlıklı olmanız önemli.
Kolektif Bir Müfredat Oluşturmak
Günümüzün dalgalı ve değişken kariyerlerinde, herkes öğrenci ve aynı zamanda öğretmendir. Ekip olarak, karşılıklı olarak öğrendiğiniz ve öğrettiğiniz toplu bir müfredatı nasıl oluşturabileceğinizi düşünün. Gözlemlerimize göre kuruluşlar, çalışanların meslektaşlarının belirli bir beceriyi öğrenmesine mutlulukla yardımcı oldukları beceri takaslarını etkili bir şekilde kullanıyor. Bu takaslar, kişilerin yararlı buldukları süreçleri ve araçları paylaşmak için yaratıcı bir problem çözümü önerisi sundukları veya kodlama konusunda uzmanlığı olan birinin öğle-arasında-öğrenme oturumları düzenlediği programlardan oluşabilir. Beceri takasları, herkesin katkıda bulunacak bir şeye sahip olduğu ve sürekli öğrendiği kolektif gelişimlerin iyi bir örneği.
Bilgiyi Güncellemek
Bu noktada bilgiyi güncellemek, güvenli ve tanıdık olanı bir kenara bırakmak ve onun yerine yeni bilinmeyen bir şey koymak demektir. Halihazırda olduğunuz yere ulaşmanıza yardımcı olan beceri ve davranışlar, sizi o noktadan sonra olmak istediğiniz yere ulaşmaktan alıkoyabilir. Örneğin, bir müdürün toplantılarda her zaman ilk konuşan kişi olma alışkanlığını bir kenara bırakması gerekebilir. Veya yeni bir yöneticinin iş yükü artmasına rağmen her zaman “evet” demeyi bırakması gerekebilir.
Pandemi sırasında hepimiz, işyerinde nasıl işbirliği yaptığımız veya çocuklarımızın okula bakışı gibi hayatımızın rutin bazı yönlerini bir kenara bırakmak zorunda kaldık. Öğrendiklerinizi değiştirmek oldukça rahatsız edicidir. Ancak son birkaç yıl, hepimize aslında değişime ne kadar iyi ayak uydurabildiğimizi hatırlattı. İşte öğrendiklerinizi güncellemeyi çalışma şeklinizin aktif bir parçası haline getirmenin üç yolu.
Eleştirel Kişilerle Bağlantı Kurmak
Bir soruna ya da fırsata normalden farklı bir bakış açısıyla baktığımızda bildiklerimizi bir kenara bırakabiliyoruz. Bize meydan okuyan ve bizden farklı düşünen insanlarla vakit geçiriyorsak bunun yaşanması daha olasıdır. Eleştirel kişilerle bağlantı kurmanın amacı anlaşmak veya tartışmak değil, onları dinlemek ve bu kişilerden ne öğrenebileceğinizi düşünmektir.
Bir şekilde sizden tamamen zıt deneyimlere sahip insanlar arayın. Örneğin, büyük bir kuruluşta çalışıyorsanız hayatı boyunca kendi işinde çalışmış birini bulun. 25 yıllık çalışma tecrübeniz varsa, iş hayatına daha yeni girmiş birini arayın. Sizden farklı seçimler yapmış ve farklı uzmanlık alanlarına sahip kişiler, yeni bir zorlanma kaynağı keşfetmek için iyi tercihlerdir. İnsanlara, “Bu zorluğa nasıl yaklaşırsınız?” veya “Bu durumla ilgili nasıl deneyimleriniz oldu?” gibi sorular sormak alternatif bir bakış açısı keşfetmek için iyi bir yöntem.
Alışkanlıkları ve Kısıtları Saptamak
Hepimizin bugün bulunduğumuz yere gelmemize yardımcı olan alışkanlıkları var. Ancak alışkanlıklar, farklı şeyler yapmanın yollarını veya denenebilecek yeni yaklaşımları fark etmemizi engelleyen kör noktalar doğurabilirler. Beynimiz, otomatik tepkilerimizi yansıtmamıza ve öğrenme fırsatlarını kaçırmamıza neden olabilecek zihinsel kısayollar oluşturmak için alışkanlıkları kullanır.
Bir hafta boyunca alışkanlıktan yaptığınız tüm eylemleri bir kenara yazarak bir alışkanlık izleyicisi oluşturun. Bilinçli olarak öğrenmek ve yeni bir çalışma yöntemi denemek için bunlar arasından üç alışkanlık seçin. Örneğin toplantı ayarlamayı alışkanlık haline getirdiyseniz, bunu başka birine bıraktığınızda ne olduğunu inceleyin. Problem çözmeyi alışkanlık haline getirdiyseniz, bir süre diğer insanların bakış açılarını da değerlendirin. Alışkanlıklarınızı test etmek, kendi eylemleriniz hakkındaki farkındalığınızı artırmanıza yardımcı olur.
İlerletici Sorular Sormak
İlerletici sorular statükomuzu sıfırlar ve bizi farklı yöntemler keşfetmeye teşvik eder. Bu tür sorular genellikle şöyle başlarlar: “Nasıl yapabiliriz? Nasıl yapabilirdim? Bu olsaydı ne olurdu?” Bu sorular, mevcut bilgimizin farklı olasılıkları değerlendirme yeteneğimizi sınırlamaması için idealdirler. Bizi geleceğe doğru ve hızlı bir şekilde iterler ve şimdiki zamanda olumlu eylemlerde bulunmamızı sağlarlar.
İlerletici soruları uygulamaya koymak için birini bulmak ve sırayla karşılıklı soru sorup yanıtlamak faydalı olacaktır. Aşağıdaki beş ilerletici soru sürece başlamanıza yardımcı olabilir:
- 2030 yılında olduğumuzu hayal edin. Sektörünüzde hangi üç önemli değişiklik meydana geldi?
- Görevlerinizi kendiniz ve bir robot arasında nasıl paylaştırabilirsiniz?
- Kuruluşunuz iki kat büyürse, güçlü yönlerinizden hangileri en yararlı etkiyi sağlar?
- Sektörünüz bir gecede yok olsa yeteneklerinizi farklı endüstrilere nasıl aktarabilirsiniz?
- Güncel işinizi yeniden sıfırdan inşa ediyor olsaydınız, neyi farklı yapardınız?
Yeniden Öğrenmek
Yeniden öğrenmek, güçlü yönlerimizi uygulamaya geçirme şeklimizin her zaman değiştiğini ve potansiyelimizin devinim içinde olduğunu kabullenmektir. Yeteneklerimizin mevcut durumumuza nasıl uyarlanmaları gerektiğini düzenli olarak yeniden değerlendirmemiz gerekiyor. Örneğin işbirliği hala her zamanki kadar önemli, ancak belki de şu an hibrit bir çalışma düzeninde işbirliğini yeniden öğreniyorsunuz. Ya da belki bir kariyer değişikliği yaptınız ve yeteneklerinizi yeni bir çalışma ortamına nasıl uyarlayabileceğinizi yeniden öğreniyorsunuz. İşte değişim karşısında dinç kalmak için yeniden öğrenmenin üç yolu:
Güçlü Yönlerinizi Geliştirmek
Güçlü yönlerinizi daha da güçlendirmenin yollarından biri, onları mümkün olduğunca farklı durumlarda kullanmaktır. Güçlü yönlerinizi benzer durumlarda uygulamakta çok rahatlarsanız, gelişiminiz durur. Güçlü yönlerin geliştirilmesi, günlük işlerinizin dışında destek sağlamak ve sorunları çözmek için güçlü yönlerinizi nasıl kullanacağınızı yeniden öğrenmeyi içerir. Bu süreci ağınızda, gönüllü olduğunuz kuruluşlarda ve hatta dahil olduğunuz yan projelerde hayata geçirebilirsiniz. Örneğin, atölye katılımcılarımızdan biri yaratıcılığını yalnızca iş yaşamında değil, aynı zamanda karantina sırasında başlattığı mini pastanesinde de hayata geçiren bir ticari pazarlama direktörü.
Geribildirimler Almak
Becerilerinizi başka birinin bakış açısından görmek, yeniden öğrenme fırsatlarını belirlemenize yardımcı olacaktır. Geribildirim istemek, gelişiminizin kör noktalarını görmenize ve ilerlemenizin kontrolünü geri almanıza yardımcı olabilir. Amacınız yeniden öğrenmek olduğunda, insanlara daha da iyi sorular sormak, onları geribildirimlerini samimi şekilde paylaşmaya teşvik ediyor. Örneğin: “Sunumlarımı nasıl daha iyi hale getirebilirim? Ekip toplantılarımızı nasıl daha iyi hale getirebilirim? Performansımı geliştirmek için neler yapabilirim?”
Dayanıklı Olmayı Yeniden Öğrenmek
Yeniden öğrenme dayanıklılık gerektirir ve kişisel ilerlemeniz konusunda karamsar hissediyorsanız pes etme eğiliminde olabilirsiniz. Neyin işe yaradığına yeniden odaklanmak, ilerlemeye devam etmenize yardımcı olabilir.
İki hafta boyunca her günün sonunda o gün elde ettiğiniz üç küçük başarıyı not etmeyi deneyin. Bu başarılar kişisel veya profesyonel hayatınızla ilgili olabilir. İlk başta bu başarıları fark etmek zor olsa da, bunu her gün yaparsanız gittikçe kolaylaşır. Bir kişiden geribildirim istemek, bir meslektaşınızın bir sunum için hazırlanmasına yardımcı olmak ve hatta büyüme çağındaki çocuğunuzu sebze yemeye teşvik etmek bile bu küçük başarılara örnektir! İki haftanın sonunda, o an zor gelse bile gelişiminize yatırım yapmaya devam etmek için motivasyon yaratan 42 küçük başarı elde etmiş olacaksınız.
* * *
Kariyerlerimizin nasıl gelişeceğini veya gelecekte iş dünyasının nasıl dönüşeceğini tahmin edemiyoruz. Öğrenme, öğrendiklerimizi güncelleme ve yeniden öğrenme becerilerimize yatırım yapmak, anı değiştiren fırsatlara hazırlığımızı ve yol boyunca yaşayacağımız kaçınılmaz zorluklara karşı direncimizi artırmamıza yardımcı olur.
https://hbrturkiye.com/blog/ogrenmeyi-gunluk-rutininizin-bir-parcasi-haline-getirin
Leave a Reply