bluesyemre

Türkiye, hem pandemi hem de Rusya ve Ukrayna arasındaki savaştan nasibini ayçiçek yağı üzerinden yaşanan krizle aldı. Çeşitle nedenlerle raflardaki ayçiçek yağı fiyatları oldukça yüksek seviyelere ulaştı. Marketlerde uzun kuyruklar bile oluştu. Ama sadece ayçiçek değil, buğday ve et fiyatlarında da yaşanan olağan dışı enflasyon, Türkiye’nin içinde bulunduğu başka bir korkunç manzarayı bizlere gösteriyordu: “Türkiye artık kendi kendine yeten bir ülke olmaktan çok uzaklaşmıştı.”
Cüneyt Özdemir Medya’nın yeni hikayesi “Bedel” tam da bu konu üzerine yoğunlaşıyor. Cumhuriyetin ilanıyla başlayan projelerle şekillenen tarım politikaları, 1947 yılındaki ‘Marshall Yardımı’ ile başlayan süreçle birlikte değişmeye başladı. 24 Ocak 1980 kararları ile Türkiye artık, uluslararası alanda rekabet edebilmek için özelleştirmeci bir tavır izleyecekti. Bu tavır elbette, Türkiye’nin en büyük kaynağıyla, tarımsal üretimiyle başlayacaktı. O yıldan beri dış alımı önceleyen politikaların süregelmesiyle birlikte, kendi kendine yeten 7 yedi ülkeden biri olan Türkiye artık buğdayı bile ithal edecek duruma gelmişti. Yaşanan mevcut krizlerin nedenleri aslında çok önceden başlayan bir sürece mercek tutarak aydınlanabilir. “Bedel: Kıtlık Korkusu” belgeseli işte bu merceği tutuyor.