
Marmara Denizi’ndeki İstanbul’a yakın adaların en küçüklerinden biri, diğerlerinden farklı çağrışımlar yapar. En yakın komşusu metruk Sivriada olan, günümüzün Demokrasi ve Özgürlükler Adası yakın zamana kadar Yassıada’ydı. 27 Mayıs 1960 günü Türk Silahlı Kuvvetleri devlet yönetimine el koydu. Darbe, yaşam şartlarından şikayetçi olan halkın olumlu karşılamasına rağmen askeri yönetim altında geçen iki yıl, telafisi mümkün olmayan acılar yaşatacaktı. Darbeciler hiçbir dirençle karşılaşmadan iktidarı devirmiş, muhalefetin bunu hoş görmesi de darbenin etkisini artırmıştı. Darbe sonrası, Demokrat Parti yanlısı bürokratların imzasız mektuplarla ihbar edildiği, hukukun temel ilkelerinin bile tanınmadığı, cadı avı benzeri operasyonlar yaşandı. Adnan Menderes Eskişehir’de tutuklanarak 1 Haziran günü Yassıada’ya getirildi. Adada kurulan Yüksek Soruşturma Kurulu beş ay sonra kimlerin yargılanacağına karar verdi. Millî Birlik Komitesi tarafından oluşturulan Yüksek Mahkeme’nin kararlarına itiraz yolu kapalıydı. Seçimle gelmiş iktidar milletvekilleri bir bir Yassıada’ya gönderilmeye başlandı; uydurma şahit ve kanıtlarla davalar görülmeye başlandı. Askeri yönetim Demokrat Parti’yle uzaktan yakından ilişkili herkesi yargılama çabasına girmiş, prangaları takmak için de Yassıada’yı seçmişti.
Leave a Reply